Dün kaldığımız yerden devam edelim.

Bebeğinle haftalık randevunun dışında da uygulayabileceğin bir ritüelden bahsedelim bugün.

Bebeğin hamilelik döneminde seninle aynı bedeni paylaşıyor, soluduğun havayla hücreleri nefes alıyor, yediğin yemeklerle doyuyor. Bu kadar yakın, bu kadar seninle eş bir ritmi var hayatının.

Peki bebeğinin gözlerinden gününün nasıl geçtiğini düşündün mü hiç?

Bu haftaki bebeğinle randevunda, rahat bir köşeye çekilip gözlerini kapat ve gününü gözden geçir. Eğer bugün arabaya bindiysen, arabanın hızını bebeğinin nasıl deneyimlediğini hayal etmeye çalış ve hissettiklerini sesli bir şekilde anlat bebeğine. Eğer bugün eşinin bir sözüne çok güldüysen, senin gülüşünün amniyotik sıvı içinde yankılanarak bebeğine nasıl ulaştığını, onun gülüşünle sallanan göbeğinin içinde keyifli bir biçimde sallandığını getir gözlerinin önüne ve anlat ona gördüklerini.

Böylece hem bebeğinle empati kurma yeteneğini geliştir, hem de doğum sonrasına hazırlık yap. Çünkü doğumdan sonra bebeğinin zihinsel gelişimini desteklemek için sık sık gözlerinin içine bakarak o an ne yaptığını, nasıl yaptığını, niye yaptığını anlatacaksın.

Bu egzersizi biraz daha gerçekçi hale getirmek istersen eğer, küveti doldur ve şu ana kadar sadece suda yaşamı deneyimlemiş bebeğinle suyun içinden bağ kur. Rahmindeki karanlık ortamla empati kurmak için ışıkları kapatıp mum ışığında banyo yapabilir, fonda bebeğinin rahmin içinde duyduğu seslere benzeyen ses kayıtları dinleyebilirsin. Böylelikle tümüyle kapsanmanın nasıl hissettirdiğini tahmin etmeye çalışabilir, bebeğinin dış dünyayla ilk temas ettiği anda neler yaşayacağını biraz daha iyi anlayabilirsin.

Raffai ve Hidas, doğum öncesi bağlanma desteği (Bindungsanalyse) verdikleri gebelere her hafta bir bebekle randevu rutini oluşturmalarını öneriyor.

Nasıl mı?

İlk adım, bebeğinin uyanık ve hareketli olduğu saatleri gözlemlemek.

İkinci adım, bebeğinin de seninle buluşmaya hazır olduğu bir gü̈n ve saat seçip her hafta bu gün ve saatte onunla buluşmak. 10-15 dakika kadar bir zaman ayırman yeterli.

Üçüncü adım, bebeğinle randevun için senin de keyif alacağın bir ritüel seçmek.

Peki nasıl ritüeller seçebilirsin?

• Özel bir hazırlık gerektirmeyen, kolaylıkla uygulayabileceğin bir ritüel evinde kendini en rahat hissettiğin köşeye kurulmak ve gününün nasıl geçtiğini bebeğine anlatmak. Doğumdan sonra bebeğine kavuştuğunda bu alışkanlığı sürdürebilir, akşamları onu uyutmadan önce bu ritüeli tekrarlayabilirsin.
• Ya da partnerini de bebeğinle randevuna davet edebilirsin. Karnına kokusunu sevdiğin bir aromatik yağ ile masaj yapmasını isteyebilirsin. Eğer partnerin bir yandan da bebeğinizle konuşmak isterse, partnerinin pes ses tonunu bebeğin daha da iyi duyabilecek. Aralarındaki bağın belki de ilk adımları böylelikle atılabilecek.
• Bebeğine bu haftalık buluşmalarda söyleyeceğin sevgidolu birkaç cümleyi her buluşmada tekrarlayabilirsin. Doğum sırasında bebeğini bu sözlerle çağırabilirsin. Doğumdan sonraki ilk anlarda da bebeğini bu cümleleri tekrarlayarak karşılayabilirsin. Böylelikle bebeğin anne karnından tanıdığı güvenli bir selamlamayla doğum yolunda daha az stresli ilerleyebilir ve doğum sonrası daha rahat sakinleşip kendini güvende hissedebilir.

Yarın yeni ritüellerle devam ediyoruz.

Peki senin uygulamayı sevdiğin ritüeller neler?

Burada benimle ve diğer gebelerle paylaşmak ister misin?

Birçok farklı kaynak tarafından doğrulanmış bir gerçek var ki; bebekler anne karnında duydukları sesleri ve hatta müzikleri doğum sonrasında hatırlıyorlar. Üstelik, anne karnında anneyi sakinleştiren ya da sevindiren müzikleri güvenlik, rahatlık, doygunluk ve ait olma hisleriyle bağdaştırıyorlar.

Sık karşıma çıkan örneklerden biri, anne karnında her akşam dinlediği müzikle doğum sonrasında daha rahat sakinleşip uyuyan bebekler. Ya da radyoda tesadüfen annesinin çok sevdiği ve mutlulukla eşlik ederek dinlediği şarkıda ağladığı halde sakinleşip uykuya dalabilen minikler.

Adeta sihirli bir değnekle bebeğini regüle edebilen bu güç, bebeğinle aranda doğum öncesinde kurduğun bağ aslında. Karnına her dokunduğunda, bebeğine her sesinle hitap ettiğinde, onunla bir müziği, tadı, duyguyu bilinçle, sevgiyle ve keyifle her paylaştığında aranızdaki bağ bir parça daha kuvvetleniyor. Hamilelikte böyle bir güveni ve sıcaklığı hisseden bebeklerin sosyal ve fiziksel gelişimi doğum öncesinden desteklenmiş oluyor. Daha bağımsız, daha kendine yeten bir çocuğa büyümeleri daha elverişli ve muhtemel kılınıyor.

Bu hafta güzel bir yazı dizisiyle bebeğinle düzenli buluşmalarında, yani bebeğinle randevunda, uygulayabileceğin keyifli ritüeller paylaşacağım seninle. Hem senin zihnini ve kalbini yumuşatacak, hem de bebeğini hissetmek ve ona odaklanmakta zorlanıyorsan, bunları sana çok kolay kılacak pratik öneriler.

Yarın başlıyoruz!